Hükümetin işi neden hiç de kolay değil?

07.01.2014 Vatan

Pazar akşamı Habertürk’te Enine Boyuna programında Fethullah Gülen’in Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e yolladığı mektup üzerine tartışırken yaptığım şu yorum Cemaat’in hoşuna gitmiş olmalı ki daha program bitmeden onlarca kişi tarafından sosyal medyada paylaşıldı: "Başbakan sanki cemaat köşeye sıkışmış da pazarlık yapıyor algısı oluşturuyor. Alakası yok. Aksine çok rahat ve netler."
Pazarlık konusunu şimdilik bir kenara bırakalım, bu yazıda esas olarak Cemaat’in "rahat ve net", hükümetinse "tedirgin ve muğlak" halini ele almak istiyorum. Henüz hükümetin 17 ve 25 Aralık operasyonlarıyla Hatay’daki TIR olayına yönelik çok ciddi bir misillemesine tanık olmadığımız (bazı savcılar ve polis şeflerinin görevden alınmasını değil de Savcı Zekeriya Öz’ün Dubai tatiliyle ilgili iddiaları belki bu konudaki yegane istisna olarak kabul edebiliriz) için bu durum aldatıcı görünebilir. Fakat Cemaat’in özgüvenli, hükümetinse tereddütlü halinin bu misillemeyi en azından geciktirme ihtimalini de yabana atmamalı.
 
Misillemenin misillemesi
 
Peki neden böyle? İlkin, yazının girişindeki örnekten hareketle Cemaat’in bu savaşta alabildiğine disiplinli ve örgütlü, hükümet kanadınınsa tam tersine savruk halinin altını çizmek gerekiyor. 17 Aralık’tan bu yana dile getirdiğim, örneğin Cemaat mensuplarının kendilerini davalarına adamış hallerine karşılık  hükümete yakın gazetecilerin olaya daha çok çıkar temelli yaklaşmaları hali geçen süre zarfında pek değişmedi. Zaten Başbakan Erdoğan’ın medyadaki en tavizsiz savunucularının büyük çoğunluğunun İslami hareket kökenli olmadıkları, trene sonradan bindikleri de malum. Bu bağlamda, Cemaat’e bağlı veya yakın birçok kişinin her vesileyle "Bizim kaybedecek bir şeyimiz yok, kaybedecekleri olanlar düşünsün" diyor olmaları hiç boş değil.
İkinci olarak, ilk hamlede 4 bakanı yerinden eden; ikinci hamlede Başbakan’ın ailesine ve en yakın dostlarına uzanan; yine Başbakan’ı bir şekilde El Kaide ile irtibatlı göstermeye çalışan; yeni yılın ilk gününde hükümeti uluslararası topluluk karşısında zor durumda bırakanların bundan sonra neler yapabilecekleri bir muamma. Yani misilleme kadar, hatta belki daha fazla, misillemenin misillemesi merak ediliyor.
 
"Cadı avı" mümkün mü?
 
Kaldı ki misilleme hiç de sanıldığı kadar kolay olmayabilir. Örneğin akla ilk gelen "paralel devlet" denen yapının tespiti, kanıtlanması ve tasfiyesi. Fakat Gülen’in son mektubunda da gördüğümüz gibi Cemaat bu konuda da kendinden çok emin. Öncelikle böyle bir şeyin söz konusu olmadığında ısrarlılar. Eğer varsa bunun tartışmaya yer bırakmayacak şekilde kanıtlanması gerektiğini söylüyorlar. Aksi takdirde yapılacak operasyonların akıllara 28 Şubat ve benzer anları getireceği uyarısında bulunuyorlar.
Gerçekten de hükümet, Gülen cemaatiyle ilişkili olduğu düşünülen bir "paralel devlet" yapılanmasını tasfiye etmek isterken bununla doğrudan alakası olmayan çok kişinin canını yakabilir ve hep dile getirildiği gibi bir "cadı avı" algısı hakim olabilir. Ergenekon, Balyoz vb. soruşturmalarda böyle çok vaka yaşandı, fakat eninde sonunda mağdurlar AKP ve onun tabanının gözünde "öteki" olduğu için faturası ağır olmadı. Ancak bu sefer aynı mahalleden bir başka yapı söz konusu. AKP ve Cemaat’in tabanlarının son yıllarda birbirlerine iyice yakınlaştığı, hatta kimi durum ve yerlerde içiçe geçtiği düşünülürse hükümetin işinin epey zor olduğu anlaşılır.
 
Cumhuriyet tarihinde bir ilk
 
Cumhuriyet tarihinde değişik İslami kişi, grup, cemaat ve partilerin devletin hışmına uğradığını biliyoruz. Fakat Cemaat-hükümet savaşının bu tempoyla, yani şiddetlenerek devam etmesi halinde bir ilk yaşanabilir ve İslami bir cemaatin kolu kanadı, yine İslami iddialı bir hükümet tarafından kırılmak istenebilir. Böylesi bir durum, kısa vadede yara alan Cemaat’in, orta ve uzun vadedeyse ona darbe indirenlerin aleyhine olacaktır.
Fethullah Gülen’in kendisi ve izleyicileri, hükümetin ve Erdoğan’ın en çok bundan çekindiğini düşünüyor olmalılar. Ancak unuttukları bir başka husus var: Kendileri de cumhuriyet tarihinde ilk kez iktidardaki İslami iddialı bir hükümetin kolunu kanadını kırmaya yönelik peşpeşe hamleler yaptılar ve daha da yapacağa benziyorlar.




Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
15.12.2024 11 soruda, YPG ya kendini fesheder mi ya da feshedilir mi?
15.12.2024 Murat Yetkin ile söyleşi: Meraklısı İçin Ortadoğu Kitabı
08.12.2024 Hamas, Hizbullah ve Esad: İran’ın “Direniş Ekseni” tarihe karışırken
06.12.2024 Behlül Özkan ile söyleşi: 1982’deki Müslüman Kardeşler’in Hama ayaklanmasından bugüne
04.12.2024 Murat Özçelik ile söyleşi: Türkiye Suriye’de ne yapabilir? Ne yapmalı?
04.12.2024 Transatlantik: Suriye’de neler oluyor? Neler olabilir?
02.12.2024 Eski PKK yöneticisi Nizamettin Taş: "PKK’nin Öcalan’a bağlılığı özde değil, ağırlıklı olarak sözdedir”
01.12.2024 RTÜK İslam dinini kurtarabilir mi?
27.11.2024 Transatlantik: Lübnan’da ateşkes - Ukrayna savaşında son durum - Trump gün sayıyor
24.11.2024 Kürt realitesi, Kürt sorunu realitesi, Kürt siyasi hareketi realitesi
15.12.2024 11 soruda, YPG ya kendini fesheder mi ya da feshedilir mi?
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı