Güldem Atabay ile söyleşi: “CHP’nin uluslararası piyasaları ikna etmesi zor ama imkansız değil”

04.12.2025 medyascope.tv

4 Aralık 2025’te medyascope.tv'de yaptığımız söyleşiyi yayına Gülden Özdemir hazırladı

Ruşen Çakır: Hocam, merhaba. Öncelikle tebrikler, ama siz zaten Cumhuriyet Halk Partisi'nin yabancısı değilsiniz. 2023 seçimlerinde de milletvekili adayıydınız. Yanılmıyorsam İzmir'den, değil mi?
Güldem Atabay: İzmir’den, evet.

Ruşen Çakır: Ama yönetimde yer almanız... Neden böyle bir şey oldu diyeceğim. Çünkü sizin gibi isimler, uzman kimlikleriyle gerek üniversitede gerek özel sektörde çalışan kişilerin siyasete böyle angaje olması biraz zor bir karardır. Yanılıyor muyum?
Güldem Atabay: Yanılmıyorsunuz sanıyorum. Geçmişe bakınca biraz öyle gözüküyor Ruşen Bey ama Türkiye'nin şartları, geldiği aşamalar ortada ve hiçbirimiz bir vakumda, böyle yer çekimsiz bir ortamda yaşamıyoruz. Türkiye'de olan biten hepimizin hayatlarını etkiliyor. Çocuklarımız, sevdiklerimizin çocukları, gelecekleri hakkında endişe duyuyoruz. Dolayısıyla bir adım öne çıkıp biraz sorumluluk almak istemek, herhâlde zamanın ruhu olsa gerek diye düşünüyorum. Çünkü yaş itibarıyla, şimdiye kadar yaptığımız işler itibarıyla, işte ben 50 yaşımın üstündeyim, bir şeyleri yapabilecek biraz deneyim, biraz iş tecrübesi olmuş durumda. O yüzden de yaşadığımız sıkıntılardan kendi mesleğimiz özelinde bir sorumluluk alarak ben o zaman da öne çıkmak istedim. Evet, biz aileden üç kuşak Cumhuriyet Halk Partiliyiz. Ama benim örgüt içinde bir çalışmam yoktu daha önce. Hem özel sektör hem de çalıştığım diğer kurumların çok izni yoktu siyasete resmî olarak karışmaya. 2023'teki motivasyon neyse şimdi biraz daha yüksek. Benim özelimde tabii milletvekili adayı olduktan sonra biraz daha partinin içine girip çıkmak, biraz daha bu işlerin içinde ilerlemek kapısı açılmış oldu. Ama sonuçta aslında, siz de biliyorsunuz, Sayın Ekrem İmamoğlu'nun Başdanışmanı Serkan Özcan'la bir süredir, bir buçuk sene kadardır beraber çalışıyoruz zaten. Dolayısıyla ön sıralara o şekilde yükselmek istedik, ki hayallerimizi, isteklerimizi doğru gördüğümüzü hayata geçirebilecek bir imkân olsun. Kurumsalda bir platform oluyor aslında. Hep birlikte çok güçlü isimlerle biraz daha umut oluyor bireysel olarak çaba göstermeye çalışmak yerine bu şekilde grup olarak ilerlemek.

Ruşen Çakır: Evet, siz şimdi üç kuşak CHP'li olduğunuzu söylediniz ailecek ama kendi deneyiminiz ilk ciddi deneyiminiz. Açıkçası ben sizin aday olduğunuzu, aday adayı olduğunuzu duyunca şaşırmıştım. Çünkü gerçekten sizin konumunuzdaki insanlar için zor kararlar. Koydukları yer de iyi bir yer değildi diye... Şimdi artık geçmiş zaman ama neyse. Şunu sormak istiyorum. O sizin girdiğiniz, aday olduğunuz dönemdeki CHP’de seçimin sonrasında çok büyük bir değişiklik oldu ve ‘‘değişim’’ sloganıyla tarif ediliyor. Siz şimdi önceki dönemi de bir şekilde yaşamış birisi olarak, gerçekten CHP değişti mi?
Güldem Atabay: Bence değişti, değişme yolunda. Ve öyle bir süreç ki bu, özellikle 19 Mart'tan sonra olan, işte bu eylemler, mitingler, bütün bu olan, işte sizin de yansıttığınız baskılar bir taraftan da yolda da yaşayarak da CHP değişimini hızlandırmış oluyor, tamamlamış oluyor. Tamamlama yoluna doğru en azından girmiş oluyor. Özellikle bu son kongreden sonra gördüğümüz, delegelerin tercihleri, nasıl Sayın Başkan Özgür Özel'in arkasında durdukları, işte listelerin geçmesine verilen destek, sayısal destekler, bütün bunlar aslında şimdiye kadar daha önce içine biraz daha çok seslilik, hatta kakafoniye varan böyle bir tarafın bir tarafı, başka bir tarafın başka bir tarafı çektiği sesler içeride var olmakla birlikte — o çok seslilik güzel bir şey — tek bir hedefe kitlenmiş durumda gözüküyor. Hiçbir şey olmasa bu bile Cumhuriyet Halk Partisi adına çok büyük bir değişim. İktidarı istemek, iktidara varabileceğini gördükçe ona altyapı hazırlığı yapmak, ekiplerini ona göre değiştirmek. Ben inanıyorum. O yüzden de burada devam ediyorum. Tabii ki 2023 seçiminden sonra büyük bir hayal kırıklığı olmuştu. ‘‘Ben neden seçilemedim?’’ değil, ben dediğiniz gibi 10. sıradaydım. Aslında hak ettiğim de bir yerdeydim. Çünkü ilk defa o işe soyunmuştum diyeyim, siyaset tarafına. İnsanlar bunlara çok emek veriyor, yıllarını veriyor parti içinde. Dolayısıyla evet, bir yerde bir iş yaparak isminiz duyulmuş belki ama siyasetin dinamikleri belki biraz daha farklı. O bir adım atmaktı. O zaman bile aslında 10. sıra bence gurur verici bir şeydi ve o çalışma, o tecrübe ve ondan sonra gelen süreç benim için çok hızlı, öğretici bir süreç oldu. Şimdiden sonraki dönemde de Mayıs 2023 seçimlerinden sonraki hayal kırıklığı, arkasından Ekrem Bey'in o işaret fişeğini yakarak partiyi değiştirme adımını atması, o değiştirmenin tamamlanması sonrasında ilk genel kurul, ilk kurultayda ondan sonra gelen süreçler, bunları ben kenardan, daha yakın bir kenardan belki ama tüm seçmenin gözünde neredeyse böyle büyüyen, olgunlaşan genç bir arkadaşın olgunluk dönemine varması gibi çok hızlı bir süreç oldu. Dolayısıyla bu değişim çok hissediliyor. Bence Türkiye'ye de yankısı var. O yüzden de güzel yani, huzur verici. Zorlu bir süreç ama en azından doğru yerde, dağınık olmamayı görmek oldukça motive edici.

Ruşen Çakır: Şimdi siz demin bahsettiniz, Serkan Özcan'la birlikte çalışmanızdan. Benim de bilgim dâhilinde bayağı bir süredir Cumhuriyet Halk Partisi dışarıdan isimlerle de, yani parti yönetiminde olmayan isimlerle birlikte bir program çalışması yürüttü ve bu program da cuma günü açıklandı ama şu anda kamuoyu çok detaylara hâkim değil. Onun propagandası, geçen benim Özgür Özel'le yaptığım söyleşide de izah etti, zamana yayılacak bir şekilde bir çalışma olacağını söylüyor. O sürece aşina birisi olarak nasıl bir çalışmaya siz tanık oldunuz? Çünkü 31 Mart seçimleri öncesi yapılan seçim hazırlıklarında güvendiğim kaynaklardan öğrendiğim kadarıyla çok profesyonel bir hazırlık yapmıştı Cumhuriyet Halk Partisi ve bayağı da başarılı olmuştu. Şimdi de öyle tahmin ediyorum ama içeriden birisinden dinlemek isteriz açıkçası. Nasıl bir çalışma yürüttünüz? Siz herhâlde bir ekip hâlinde alanlarınızda katkılar sundunuz, tartıştınız. O sürecin sizde bıraktığı izler nedir?
Güldem Atabay: Aslında kamuoyuna açıklanan Cumhuriyet Halk Partisi programına biz birebir doğrudan çok katkı yapmadık. Çünkü bu Cumhuriyet Halk Partisi'nin programı, Selin Hoca, Yalçın Hoca liderliğinde özellikle Türkiye'nin neredeyse her yerini dolaşarak istekleri, tepkileri, eleştirileri, onları dinleyerek oluşturulmuş tabii ki kendi vizyonuyla yenilenmiş bir program. Bizim bu aşamadan sonra yapacağımız çalışma, özellikle Parti Meclisi’nin bu şekilde değişmesi arkasından sanıyorum yine aynı ekiple beraber hükümet programını biraz daha somut bir hâle getirerek işte bu süreç sonunda açıklamak olacak. Ben öyle anlıyorum. Dolayısıyla Cumhuriyet Halk Partisi'nin kimliğini yansıtan bir programın üzerine bizlerin gelme nedeni biraz daha reel ekonominin acil sorunlarına çözüm önerilerini somutlaştıracak, hukuk alanında, eğitim alanında, birçok konuda bunları biraz daha halka anlatılabilir hâle getirecek, daha etliye sütlüye dokunan bir hükümet programı hâline getirmek. Yani bir tarafta işin genel felsefesi var; kamunun artan rolü, planlama, hukukun üstünlüğü, tekrar oraya kavuşmak, parlamenter sisteme dönmek, eğitimde kamunun sözünü, gücünü tekrar arttırmak, kamu okullarının kalitesini yükseltmek, daha bir sürü sayamayacağım felsefesi var orada. Bizim yapacağımız hep beraber artık tek bir çatı altında, bundan sonraki süreçte de hükümet programı olarak bunu somutlaştırmak olacak. Yani aslında herkes ‘‘Cumhuriyet Halk Partisi'nin programı nerede?’’ diyorlardı. Evet, önce bir çatısı çıktı. Bu aşamadan sonra da işte üç beş ay içinde sanıyorum bütün Türkiye'yi dolaşarak anlatılabilecek somut adımlar üzerinden sanayiye, emek kısmına, emekçi kısmına, sağlık sektörüne, her tarafa anlatılabilecek somut çözüm önerileriyle hükümet programına çıkacak. Bizim Parti Meclisi’ne bu şekilde girme nedenimizin de ben bu olduğunu düşünüyorum.

Ruşen Çakır: Şimdi şöyle bir şey var. Siz de biliyorsunuzdur. Ben uzun zamandır kamuoyu araştırmalarına bakan birisi olarak, farklı kamuoyu araştırmalarında genellikle şöyle sorular oluyor: İnsanlara ‘‘Ekonomik gidişattan memnun musunuz?’’ diye sorulduğunda büyük bir çoğunluk ‘‘hayır’’ diyor, iktidarın ekonomi politikasını eleştiriyor. Ama aynı şekilde sorulduğunda, ‘‘Muhalefet çözer mi?’’ sorusuna da aynı şekilde ‘‘hayır’’ diyorlar. Uzun bir süredir böyle bir şey var. Ve Cumhuriyet Halk Partisi için de hep söylenegelen ‘‘İktidara gelirse yönetebilir mi?’’ meselesi ve özel olarak da ekonomi, ki bu da sizin alanınız. Şimdi genel ekonominin ötesinde bir şey sormak istiyorum size. Siz uluslararası piyasalar meselesine de hâkimsiniz. Ve Türkiye'de diyelim ki 23-24 yıllık AK Parti iktidarından sonra yeni bir iktidar gelse, CHP belki ortaklarla ya da bir şekilde CHP'li bir cumhurbaşkanı, bu uluslararası piyasalar o sizin tabirinizle bunu satın alır mı yoksa ürker mi?
Güldem Atabay: Değişimden yabancı yatırımcı ürker her yerde olduğu gibi ama Türkiye ekonomisinin geldiği aşama, finansal piyasalardaki derinliğin azalması, bütün bunlar bence yeni bir hikâyeyi, yeni ve doğru kurgulanmış bir hikâyeyi de çok istekli bir şekilde, o dediğiniz kavramla, satın alınmasına sebep olur. Biz tabii Türkiye'de dolaşıp anlatacağız birçok şeyi ama eş zamanlı olarak bunu o dediğiniz dünyanın finans uzmanlarına da aktarmak gerekecek. Ki doğru yol bence bu olacaktır. Çünkü şimdi biz yeniden Türkiye'yi sürdürülebilir, sadece büyüme değil bir kalkınma patikasına sokacaksak finansal piyasaların istikrarsız olduğu bir yer depremli, oynak bir zemin olur. Dolayısıyla sizin finans piyasalarındaki o beklentileri de yönetmeniz, pozitife çevirmeniz gerekir. Ben zaten şu anda Cumhuriyet Halk Partisi'nden çıkmış programın somutlaştığı, hükümet programı hâline geldiği yerde içi dolu dolu konuştuğu zaman o programla, yabancı yatırımcıların bunu son derece olumlu karşılayacağını düşünüyorum. Türkiye bugün çok büyük bir ekonomi. Büyüyen bir ekonomi. Zenginleşen bir ekonomi. Yaşadığımız son birkaç yılda jeopolitik olarak marka değeri dersek, marka değeri de artmış bir ülke olarak dünyada yerini almış durumda. Bir taraftan o büyüklüğü zarar vermeden büyüteceğinize ikna ettiğiniz bir program. Bir taraftan da tabii Türkiye içinde büyümek bir çözüm değil sadece, büyümenin paylaşım modelini değiştirmek gerekiyor. Zaten Cumhuriyet Halk Partisi'nin ekonomi deyince herhâlde en önemli tezi hem devletin buradaki rolünü biraz daha öne çıkarmak, bir taraftan da paylaşım modelini değiştirmek iddiası var. Dolayısıyla yabancı yatırımcılar açısından şu anda bilinmeyen, ortada olmayan belki ürkütücü olabilir. Çünkü işte sizinle başka programlarda da konuşuyoruz. Ortada bir program olduğu söyleniyor. Bir para politikası var. Faiz artışıyla, reel pozitif faiz vererek burada bir istikrar görüntüsü sağlanıyor. Ama işte dün de gördük, açıklanan enflasyon verisinde ilk çıktığında hedeflenen %15 iken %31-32 civarı bir yerle bitecek. Demek ki bir yol alınamıyor. %80'lere çıkarıp 30'lara düşürdük. 2021'i hatırlayalım, %19 alıp 31'e düşürdüğümüze sevinecek bir ortam yok. Burada yapısal birtakım sorunlar var bunu yaratan. Onlara hitap eden, gelir modelini değiştiren, paylaşım modelini değiştiren ve yabancı yatırımcıya da bunu anlattığımız zaman ikna edeceğimizi ben biliyorum. O zaman çok daha coşkuyla buraya gelecekler. Sadece Türkiye tahvilleri ve hisse senedi piyasasına değil üstelik, ben doğrudan yatırımcı olarak o 2003-2008 döneminde yaşadığımız dalganın da tekrar ortaya çıkacağını düşünüyorum.

Ruşen Çakır: Son olarak şunu sorayım. Demin sözünü ettiğim, ‘‘CHP iktidara gelirse yönetebilir mi?’’ sorusuna, sizler yeni takviyelerle birlikte yapacağınız çalışmada inanıyor musunuz ‘‘evet’’ cevabının giderek güçleneceğine?
Güldem Atabay: Çok inanıyorum Ruşen Bey. İnanmasam zaten bu kadar sorumluluk almak istemem. Çünkü bence siyaset bir kariyer değil, siyaset bir hizmet alanı. Bir şeyler biriktirip bir şeyleri bilerek, üstelik çoklu akıldan doğru insanları dinleyip akıl alarak bunun bir aktarıcısı, uygulayıcısı olarak ben en azından kendi adıma burada oluyorum, olduğumu biliyorum. Dolayısıyla zaten başarmak zorundayız. Türkiye öyle bir uçurumun kenarına geldi ki rejimin değişmesinden, otokratik bir düzene geçişten korkuyoruz, ürküyoruz, bahsediyoruz, ki büyük ölçüde de bu değişim yaşandı. Bunu geri çevirmek lazım. Bu geri çevrilirken devlet yok oldu. Devleti tekrar kurmak gerekiyor. Devleti öyle işte sağdan soldan, sağcıdır, solcudur, Cumhuriyet Halk Partisi'nin yenileri, eskileri diye değil, el birliğiyle bunu yapmamız gerekiyor. Ben bu konuda da çok hızlı bir şekilde çok yol alacağımıza inanmasam kendi konfor alanımı bırakıp da bu işlere girmem.

Ruşen Çakır: Çok teşekkürler Güldem Atabay. Kolay gelsin. Cumartesi günü ilk Parti Meclisi toplantısına katılacaksınız. Heyecanınızı şimdiden görebiliyorum. Size kolay gelsin. Sağ olun yayınımıza katıldığınız için.
Güldem Atabay: Çok teşekkür ederim. Sağ olun davetiniz için.



Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
21.12.2025 Mehmet Akif Ersoy operasyonu: “İlk taşı aranızda günahsız olan atsın”
21.12.2025 Habertürk’ün faturası kadınlara kesiliyor
20.12.2025 Süleyman Soylu’nun suçu ne?
18.12.2025 Dindar nesil diye diye…
17.12.2025 Habertürk’ün laneti sürüyor
16.12.2025 Bondi Plajı kahramanı Ahmed el Ahmed bize ne söylüyor?
15.12.2025 Öcalan olunca zor, Öcalan olmayınca imkansız
14.12.2025 “Meşe”den sonra “İlke”den de oldum, gizli tanıksız kaldım!
14.12.2025 19 Mart sonrası seçmen tercihleri nasıl değişti? İzmir örneği: Dr. Serkan Turgut ile söyleşi
14.12.2025 Mehmet Akif Ersoy’un yalnızlığı
21.12.2025 Mehmet Akif Ersoy operasyonu: “İlk taşı aranızda günahsız olan atsın”
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı