Kim ülkücü-Kürtçü çatışması istiyor. Neden ve nasıl Bahçeli set çekiyor

10.04.2008 Vatan

    Türkiye’nin bir iç çatışma ortamına sürüklenmesini isteyen odakların bulunduğu muhakkak. Ülkücü hareket aktif yer almadığı müddetçe, bu tür tahrikler kitlesel çatışmalara yol açmaz..

Alparslan Türkeş’in ölümüyle birlikte bir parti olarak MHP’yi, gençlik kuruluşu olarak Ülkü Ocakları’nı ve genel anlamda da ülkücü hareketi nasıl bir geleceğin beklediği merak edildi. Tuğrul Türkeş’in kısa süreli genel başkanlığının ardından MHP’nin başına Devlet Bahçeli geçince, bu hareket hakkında az bilgisi, çokça önyargısı olan kişi ve çevreler nerdeyse ona kefen biçmeye kalktılar. Ne var ki MHP 1999 seçimlerinde ikinci parti olup koalisyonun ikinci büyük ortağı olunca Bahçeli liderliği ve hareketin geleceği hakkındaki spekülasyonlar askıya alındı.

DSP ve ANAP ile kurulan hükümetin kısa süre içinde dağılması ve 2002 Kasım ayında yapılan erken seçimlerde MHP’nin baraj altında kalmasıyla ülkücü hareket bir dönüm noktasına girdi. Bir yandan Bahçeli’nin karşısına birçok rakip çıktı; Muhsin Yazıcıoğlu (BBP) ve Tuğrul Türkeş (ATP) gibi MHP dışında kalmış ülkücüler kendi partilerine kitlesel kayma beklentisi içine girdiler; en önemlisi “derin” bazı odaklar merkezi disiplinin iyice gevşeyeceği öngörüsünden hareketle buradan istedikleri gibi eleman devşirebilecekleri ve hareketi istedikleri gibi yönlendirebileceklerini hayal etmeye başladılar.

Ulusalcılıkla rekabet

Bunların hiçbiri olmadı. Sağlık sorunlarına rağmen Bahçeli, yine çok ince manevralarla liderliğini korudu, hatta daha da güçlendirdi. BBP hiçbir şekilde umduğunu bulamadı. Tuğrul Türkeş de baba ocağına geri döndü. “Derin” çevrelerse Bahçeli’nin ördüğü setleri bir türlü tam olarak aşamadılar.

Ancak MHP’nin dertleri bunlardan ibaret değildi. AKP hükümetinin ilk yıllarından itibaren ortaya çıkan, içinde solcu, İslamcı ve Türk milliyetçisi; resmi ve sivil unsurları barındıran “ulusalcı hareket”, ülkücü hareketi ciddi olarak tehdit etmeye başladı. Öyle ki Bahçeli’nin son dönemde enerjisini ulusalcılıkla arasına mesafe koymaya harcadığını ileri sürebiliriz. Ne var ki ulusalcıların Kıbrıs, AB, Kürt sorunu gibi temel konularda kendileriyle benzer itiraz ve tepkilere sahip olmaları MHP’nin işini epey zorlaştırıyordu. Her ne kadar sert karşılaşmalardan kaçılmak istense de son türban olayında emekli subaylarla olduğu gibi kimi sürtüşmeler de yaşanmadı değil.

Beş önemli nokta

Akdeniz Üniversitesi’nde yaşanan son olaylar Bahçeli’nin neden bu kadar hassas olduğunu kamuoyuna açık bir şekilde gösterdi. Olup bitenleri daha iyi kavrayabilmek için şu beş olguyu muhakkak akılda tutmak gerekiyor:

1) Ülkücü hareket içinde 1980 öncesinden ders çıkartanlar olduğu gibi, o günleri özlemle ananlar da var;

2) Bahçeli’nin onca çabasına rağmen ülkücü gençlerin “milli” konularda kendilerini tutamama ve sokağa taşma potansiyelleri hayli yüksek;

3) Zaten popüler kültür de bu tür “milli duruş”ları bol bol tahrik ediyor;

4) Öğretim kurumlarında Kürt hareketinin de belli bir örgütlenmesi bulunuyor ve PKK yanlısı gençler değişik vesilelerle eylemler düzenliyorlar. Bu da bu türden “milli refleks”lere bahane oluşturabiliyor;

5) Bazı odaklar ülkeyi karıştırmak için ülkücü gençlerin hassasiyetlerini provoke etmenin kolay ve yeterli olduğunu düşünüyorlar... MHP ve Bahçeli’nin olaylara anında verdikleri tepki ve aldıkları önlemler, ülkücüleri sokağa dökmeme konusunda ne kadar kararlı olduklarını da net bir şekilde gösterdi. Öncelikle soruşturma vs. ile zaman kazanmaya çalışılmadan MHP Antalya örgütü görevden alındı. Bahçeli başta olmak üzere hiçbir yetkili olayları mahzur gösterecek tutumlar takınmadılar. Bahçeli’nin önceki gün TBMM Grubu’nda yaptığı konuşma bu bakımdan çok anlamlıydı.

Bahçeli’nin rolü

Daha önce de sık sık “iç çatışma” uyarısı yapan MHP lideri sadece başkalarını değil kendi tabanını da uyarmaktan geri kalmadı. Bahçeli “ülkücü-Kürtçü çatışması başladı” ya da “başlayacak” şeklindeki yorumlara gösterdiği sert tepki göstererek hem birilerinin öteden beri böyle bir niyetlerinin olduğunu doğrulamış oldu, hem de MHP’nin böylesi bir senaryoda rol almama kararlılığını kesin olarak bir kere daha vurguladı.

Türkiye’nin bir iç çatışma ortamına sürüklenmesini isteyen odakların bulunduğu muhakkak. Bu bağlamda “laik-İslamcı”, “Türk-Kürt” gibi ayrımların kaşındığı ve daha da kaşınacağı sır değil. Yine bu kapsamda önümüzdeki günlerde öğrenci gençlik içinde yeni çatışmalara tanık olabiliriz.

Fakat ülkücü hareket aktif ve örgütlü bir şekilde yer almadığı müddetçe, bu tür tahrikler, dün Cumhuriyet’te Oral Çalışlar’ın da belirttiği gibi kitlesel çatışmalara yol açmaz. Bu bakımdan Devlet Bahçeli’nin sağduyulu ve serinkanlı çizgisi takdiri fazlasıyla hak etmektedir.



Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
10.11.2024 Abdullah Öcalan’a sormak istediğim 20 soru
05.11.2024 Hatem Ete ile söyleşi: Bahçeli ile Erdoğan ayrışıyor mu?
03.11.2024 Fethullah Gülen öldüğüyle kaldı
01.11.2024 Ruşen Çakır ve Kemal Can ile Haftaya Bakış (239): Esenyurt Belediyesi’ne kayyum atandı - CHP ne yapacak?
30.10.2024 Transatlantik: ABD seçimlerine son 5 - Türkiye’de çözüm süreci tartışmaları İsrail’in İran’a cevabı
27.10.2024 Ertuğrul Özkök niçin Fethullah Gülen’i çok sevmişti?
24.10.2024 Altan Tan ile söyleşi: Kim çözüm istiyor, kim istemiyor?
24.10.2024 Transatlantik: TUSAŞ saldırısı, Öcalan’ın mesajı ve “çözüm süreci” - ABD seçimlerine son 12 - Fethullah Gülen’in ölümü
23.10.2024 Gazeteci Ahmet Dönmez ile Fethullahçılığın geleceği üzerine söyleşi: "Bu yapıyı dünya-daki hemen her sıklet merkezi yönetmek isteyecektir”
22.10.2024 “Mahrem yapı”yı yakından takip eden eski bir Fethullahçı’nın öngörüsü: "Başa Abdullah Aymaz geçer, ama esas lider Mustafa Yeşil olur”
10.11.2024 Abdullah Öcalan’a sormak istediğim 20 soru
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı