İmamoğlu mu, Yavaş mı, ikisi birden mi yoksa hiçbiri mi?

02.02.2025 medyascope.tv

Bizim Suat (Kınıklıoğlu) İstanbul Çağlayan’da Adliye’nin önünde Ekrem İmamoğlu ile Mansur Yavaş’ın seçim otobüsünün üstünde elele vermesinden çok heyecanlanmış ve yazısına tereddütsüz “Umudun fotoğrafı” başlığını atmış.
“Birlik ve beraberlik içerisinde otoriter düzene itiraz ediyorlar. Ahalide uzun zamandır kaybolan umuda taze bir can suyu veriyorlar” diyor ama haksızlık etmeyelim, “yine de işleri zor” diyerek özel olarak CHP’nin, genel olarak muhalefetin önündeki bir dizi engeli sıralıyor.

CHP kendi başına kaldı
Belli ki daha uzun bir süre İmamoğlu ile Yavaş’ı hem ayrı ayrı, sıklıkla da birlikte konuşacağız. Aslında 2023 seçimleri öncesinde de gözler ikisi üzerindeydi, ama Kemal Kılıçdaroğlu “Altılı Masa” projesini kullanarak onların yerine kendisini öne çıkarttı ve sonuç malum.
Şimdi ortada ne Altılı Masa var, ne de Kılıçdaroğlu. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in cumhurbaşkanı adayı olmayacağı da kesinleşmiş gibi. Dolayısıyla ne zaman yapılacağı belli olmayan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, muhalefet kaç adayla yarışa girecek bilinmez ama en güçlü adayın CHP’den çıkacağı, bunun da ya İmamoğlu ya da Yavaş olacağı kesin gibi.

CHP üyelerinin tercihi
Cümlenin sonundaki “kesin gibi” ibaresini yabana atmayın. Evet CHP çok geçmeden kayıtlı üyelerin katılacağı ön seçimle cumhurbaşkanı adayını belirleyecek. Kaç kişi ve kimler aday olur belirsiz ancak birçok kişi gibi ben de Yavaş aday olsa dahi İmamoğlu’nun ön seçimden rahatlıkla galip çıkacağını düşünüyorum.
Fakat CHP üyeleri onu seçse bile yargının İmamoğlu’nun adaylığını engelleme ihtimalini hiç de yabana atmamak gerek. Her ne kadar böylesi bir durumda CHP’nin B planının ne olduğunu bilmesek de tabii ki akla ilk olarak İmamoğlu yerine Yavaş’ın aday gösterilmesi geliyor. Ne var ki Yavaş’ın da tepeden tırnağa siyasallaşmış yargının hedefinde olmayacağının hiçbir garantisi yok.

Erdoğan “bu kadarı da fazla” der mi?
“Nereden çıktı bu?” diye itiraz edenler olacaktır, ancak unutmayalım, Cumhurbaşkanı Erdoğan uzun bir süre hiç dokunmadığı Yavaş’ı bir süredir hedef alıyor, özellikle yüksek bütçeli konserleri diline dolamış durumda.
Ayrıca Erdoğan “turpların büyükleri heybede” diyerek çoğul konuşuyor. İmamoğlu’na yargı eliyle siyasi yasak getirme gibi kendisi dahil herkes açısından bir dizi yanlışı ve riski barındıran bir hamleye kalkışabileceğine inandığımız Erdoğan’ın “bu kadarı da fazla” diyerek Yavaş’a dokunmayacağını nasıl düşünebiliriz?

“Böl, parçala, yönet”
Evet, Erdoğan yeniden seçilebilmek için muhakkak herşeyi yapacak ya da yapmak isteyecektir. Karşısında en son isteyeceği rakibin İmamoğlu olduğunu düşünüyorum. Fakat bu, Yavaş karşısında kazanmayı garanti olarak gördüğü anlamına gelmez. Yani CHP çevrelerindeki “İmamoğlu olmazsa Yavaş ile kazanırız” rehavetinin anlamsız olduğuna dikkat çekmek istiyorum. Her ikisini de yargı eliyle engelleyebilir.
Öte yandan Erdoğan’ın İmamoğlu’na yasak çıkaracağına kesin gözüyle de bakmamak lazım. Erdoğan’ın tercihi, karşısına çok sayıda muhalefet adayının ve tabii ki İmamoğlu ile Yavaş’ın her ikisinin birden rakip olarak çıkması. Bunun için elinden geleni yaptı, yapıyor ve yapacaktır. Erdoğan “böl, parçala yönet” stratejisinin başarılı olmayacağını anlarsa o zaman panik halinde bütün tuşlara aynı anda basmaya kalkabilir. Fakat daha o aşamaya gelmiş değiliz.



Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
02.02.2025 İmamoğlu mu, Yavaş mı, ikisi birden mi yoksa hiçbiri mi?
30.01.2025 Suat Toktaş gazeteci olduğu için tutuklandı
29.01.2025 Transatlantik: Rusya-Suriye ilişkileri | Trump'ın Ukrayna politikası | Gazze ateşkesinde son durum
26.01.2025 Çözümsüzlük için Kandil’den medet ummak
23.01.2025 Diyarbakır yeni çözüm sürecini tartışıyor | Serra Bucak, Vahap Coşkun, Mehmet Kaya ve Nahit Eren değerlendirdi
22.01.2025 Transatlantik: Trump nasıl başladı? | Unuttuğumuz Suriye | Gazze ateşkesi
19.01.2025 Bir türlü başlayamayan Erdoğan-İmamoğlu savaşı
19.01.2025 Eski PKK yöneticisi Nizamettin Taş: “Kürtler açısından önemli olan PKK’nin silah bırakması değil Suriye’deki kazanımların korunması”
17.01.2025 Haftaya Bakış (250): Boğaziçi direnişinin 1000.günü | CHP'nin iktidara cevabı | Yeni çözüm sürecinin gidişatı
15.01.2025 Transatlantik: Gazze'de ateşkes süreci | Trump'ı beklerken | Yeni Suriye'nin inşası
02.02.2025 İmamoğlu mu, Yavaş mı, ikisi birden mi yoksa hiçbiri mi?
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı