Fethullahçı şebekeyle savaşmak için içeride barışa ihtiyacımız var

09.06.2024 rusencakir.com

Bu haftanın yazısına oturduğumda aklımda tabii ki Meral Akşener’in Beştepe’de Cumhurbaşkanı Erdoğan ile buluşması vardı. Bazen önce başlık atar sonra yazarım. Bu sefer de öyle oldu. Önce “İYİ Parti’nin kötü sonu” başlığını atıp yazmaya başladım, olmadı, tıkandım. Sonra başlığı değiştirip, dün yaptığım yayında İYİ Parti’nin önde gelen isimlerinden Tolga Arıkan’ın söylediklerinden hareketle “İYİ Parti Meral Akşener’den büyük mü sahiden?” başlığını atıp, “değil” diye yazmaya başladım. Ama yine olacak gibi değildi. Daha önce defalarca yazdığım bu konuda yazma heyecanım kalmamıştı. Aklıma, siyasi parti kongrelerine özel bir ilgim olmasına rağmen, 27 Nisan’daki olağanüstü kongreye gitmeyi hiç aklıma bile getirmemiş olduğumu hatırladım. Ve imdadıma bir okuyucu e-postası yetişti.
 
Bir KHK’lının mektubu
Önce, “yurtdışındaki bir KHK’lı olarak yazıyorum” diyen adı bende saklı okurumun söylediklerini aktarmak istiyorum:
“Kısa bir sure icerde yattıktan sonra ‘kendi imkanları ile’ yurtdışına çıkmış bir KHK’lıyım. Yurtdışına çıktım zira yurtiçinde kalmak bildiğiniz üzere bizim için iyi bir seçenek değil. 
Öncelikle yayınlarınız için teşekkür ederim zira bu yapı (cemaat demekten imtina ediyorum) mide bulandırıcı işler yaptılar ve çok sayıda insanı hükümetin önüne kurban olarak attılar. Bununla alakalı olarak sizi meşgul etmek istemiyorum zira asil maksadım ilk önce teşekkür ardından bir konuya dikkatinizi çekmek.
Son zamanlarda yaptığınız yayınlar nedeniyle eminim benim gibi insanlardan çok sayıda ileti alıyorsunuzdur. Olumlu veya olumsuz. Olumsuz olanlara takılmadan lütfen bu tarz yayınlara ve ifşalara (adına her ne derseniz deyin) lütfen devam edin. Devam edin çünkü çok fazla insan suçsuz ve sebepsiz yere ezim ezim eziliyor. İçeride yatanlar, dışarıda sürünenler. Yurtdışında bir çıkış yolu arayanlar. 
Bir sekilde bir sulh, bir barış ortamı oluşturulmalı diye düşünüyorum. Zira hükümetin 15 Temmuz sonrası uyguladığı ısrarlı yanlış politikalar ve uygulamalar neticesinde büyük bir kalabalık toplumdan koparıldı ve hatta ve maalesef militanlaştırıldı. Ve maalesef bu durum sadece bu yapıya ve hükümet içindeki bazı insanlara yarıyor. Bir sulh, bir barış olmalı diye düşünüyorum.”

Ebuseleme Gülen yayınının etkileri
Bu mektubu, Fethullah Gülen’in yeğeni Ebuseleme Gülen ile neden yayın yaptığıma anlam veremeyenlere bir cevap olarak görüyorum. Ve tabii dünyanın dört bir yanındaki Fethullahçıların neden kırmızı boğa görmüş boğa gibi yeğen Gülen’e ve bana son derece arsız saldırlarının açıklaması olarak da.
Defalarca söyledim, bir kez daha tekrarlamak istiyorum: Fethullah Gülen’i seven, ona güvenen, onun güdümündeki gazetelere abone olan, bankaya para yatıran, sendikaya üye olan kişileri, başta 15 Temmuz darbe girişimi olmak üzere bu şebekenin yasadışı işleriyle doğrudan bağları olmadığı aşikâr olmasına rağmen, işlerinden ederek, hapise koyarak vs. Cezalandırmak yanlıştır, orta ve uzun vadede, öncelikle bu kişiler ve yakın çevrelerine, ama genel olarak tüm ülkeye zararı olacaktır.

Ekrem Dumanlı ABD’de keyif çatarken…
Fethullahçıların en büyük özelliği insanları kullanmalarıdır. Bunu farklı yollarla yaparlar. Öncelikle onlara “duymak istedikleri” şeyleri söyler, gururlarını okşar ve kendi gerçek amaçları hakkında yalan söylerler. Çoğunu yakından tanıdığım ve sevdiğim birçok entelektüel Fethullahçıların gazetelerinde yazmayı sürdürdükleri için çok ağır bedeller ödedi: Şahin Alpay, Ali Bulaç, Ahmet Turan Alkan, Mümtazer Türköne… Ama bir-iki istisna dışında Fethullahçı medyanın kendi içlerinden yetişmiş elemanları kapağı yurtdışına attı.
Düşünebiliyor musunuz, mesela Ekrem Dumanlı yaşam konforundan pek de bir şey kaybetmeden ABD’de hayatını sürdürüp Youtube yayınlarında ülkede, diyelim ki sırf Zaman Gazetesi’ne abone olduğu için mağdur edilen sıradan insanlar üzerinden -yeni tabirle- duyar kasıyor.

“FETÖ” düşmanlarının günahı
Binlerce kişinin işini, özgürlüğünü kaybetmesi ve diğer mağduriyetler sadece yurtdışındaki Fethullahçı şebekenin işine gelmiyor, onların düşmanı geçinenler -ve tabii ki bu sayede geçinenler- de “oh olsun”, “bu az bile” demekten geri kalmıyorlar. Bunların içinde Hüseyin Gülerce, Latif Erdoğan gibi Gülen’in en yakınında olup her türlü günahın, kötülüğün birinci derecede parçası olmuş kişilerin bulunması ayrıca tiksinti verici.
Nasıl Fethullahçılık bir meslekse “FETÖ’ye karşı savaş” de öyle. Ve her iki tarafın da birbirine ihtiyacı var. Bu nedenle bu süreçte intikam hırsıyla binlerce insana mağduriyet yaşatmadan da bu mücadelenin sürdürülebileceğini düşünen, savunan, bu konuda çaba gösteren insanlar her iki kutup tarafından da sevilmiyor.
Yapılması gereken, okuyucumun da dediği gibi öncelikle bir toplumsal sulh, barış ortamını tesis etmek. Fethullahçı yapıyla gerçek ve etkili bir savaş için bu barışa Türkiye’nin ihtiyacı var.

***

Tam da bu konuyla alakalı olarak 2011 sonunda peşpeşe yazdığım iki yazıyı dikkatinize sunmak isterim:
http://www.rusencakir.com/Gulen-cemaatinin-sivil-kanadi/2332
http://www.rusencakir.com/Bes-soruda-Cemaatin-sivil-kanadi-tartismasina-devam/2333   



Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
22.09.2024 Erdoğan ile Esad buluşmasını beklerken
15.09.2024 Erdoğan’ın “din düşmanları”na ihtiyacı var
13.09.2024 Haftaya Bakış (231): İmamoğlu-Yavaş rekabeti - Narin Güran cinâyetinde tutuklamalar - Genç teğmenler krizi
12.09.2024 Mehmet Altan ile söyleşi: Türkiye’nin gidişâtı
12.09.2024 BRICS nedir? Türkiye üye olursa ne olur? Sinan Ülgen ile söyleşi
11.09.2024 Transatlantik: Trump-Harris düellosu - Hakan Fidan Arap Ligi’nde - 23. yılında 11 Eylül saldırıları
09.09.2024 Hafta Başı (1): Narin Güran cinayeti | Erdoğan teğmenleri hedef aldı | Hopa’da yaşananlar
08.09.2024 Erdoğan genç teğmenlerden rahatsız
07.09.2024 Müslüman Kardeşler out, “kardeşim Sisi” in!
06.09.2024 Ruşen Çakır, Kemal Can ve Kadri Gürsel ile Haftaya Bakış (230): CHP iktidara yürüyor mu? Sisi-Erdoğan kavuşması - Teğmenlerin kılıçlı yemini
22.09.2024 Erdoğan ile Esad buluşmasını beklerken
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı