En zengin 7 patronu Türkiye'ye çağırdı

08.07.2005 Vatan

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Sun Valley'de dünya çapındaki yedi şirketin en üst düzey yöneticileriyle, onların talebi üzerine bir araya geldi. Bunlar Rupert Murdoch (News Corp), Neville Isdell (Coca Cola), Howard Stringer (Sony), Craig Barrett (Intel), Michael Dell (Dell), Edward Breen (Iyco) ve Thomas Kirley (Associated Pres haber ajansı). Bu görüşmelerde Erdoğan, özellikle kalkınmada öncelikli bölgeler söz konusu olduğunda Türkiye'nin yabancı yatırımlar için ne derece cazip olduğunu anlattı ve kendilerini yatırım yapmaya davet etti.
Hükümet kaynakları, 30 ila 60 dakika arası süren ikili görüşmelerin hiçbirinde somut herhangi bir proje üzerinde tartışılmadığının altını ısrarla çizdiler. Eğer Turgut Özal, başbakanlığı veya cumhurbaşkanlığı sırasında Sun Valley gibi bir toplantıda "onur konuğu" ve tek siyasetçi olarak bulunmuş olsaydı herhalde tüm Türkiye günlerce bunu konuşurdu. Nedense Erdoğan ve kurmayları, ABD'nin ve dolayısıyla dünyanın en zenginleriyle böylesi bir buluşmayı "büyük bir olay" haline getirmediler. Kimilerine göre bunun nedeni, konferans düzenleyicilerinin, olaya medyayı fazla bulaştırmama hassasiyetleriydi. Ne var ki Erdoğan'ın otelinde basın toplantısı düzenlediği ve bunun Türkiye'de naklen yayınlandığı düşünülürse, bu medya stratejisini anlamak zorlaşıyor.
Süper zenginlerin, Erdoğan'ın yaptığı konuşmadan etkilenip etkilenmediğini Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'a sorunca "Biz bile çok etkilendik, onlar bizden daha fazla etkilendiler" cevabını aldım. Yaptığımız araştırmalardan, Başbakan'ın Çarşamba sabahı iyi bir performans sergilediği sonucuna vardık.
Ama bu noktada çok önemli bir noktanın altını çizmek gerekiyor: Sun Valley katılımcıları arasında Demokratlara yakın olanların, yani George W. Bush yönetimine eleştirel yaklaşanların sayısı hayli fazla. Bu nedenle, son dönemlerde rotasını tekrardan Washington'a çevirmiş olan Erdoğan'ın kimi katılımcılar tarafından "gereğinden fazla Amerikan yanlısı" bulunduğunu öğrendik. Bununla birlikte Erdoğan'dan, Bush'un politikalarına karşı daha sistemli ve sert eleştiriler bekleyen bu kişilerin kendisinden etkilendiklerini gizlememeleri de ilgi çekici.

"Türkiye ekonomik model olmalı"

Başbakan uçakta gelirken üç genel yayın yönetmeniyle iç politika konuştu. Ama Sun Valley'de esas gündem ekonomiydi. Nitekim Başbakan konuşmasında Türkiye'nin İslam dünyasındaki yeri ve önemini anlatırken, demokrasi ve laikliğe olduğu kadar ekonomiye de çok vurgu yaptı. Washington'un önde gelen düşünce kuruluşlarından Brookings Enstitüsü'nün Türkiye Programı Direktörü Dr. Ömer Taşpınar, Erdoğan'ın konuşmasını Vatan'a şöyle yorumladı: "Başbakan 'kültürel ve dini dinamikleri bir kenara bırakıp ekonomik ve siyasi dinamiklere bakalım' mesajı vermiş. 'Daha 10-15 yıl öncesine kadar Avrupa'nın büyük bir bölümünün demokrasiden ve her türlü özgürlükten uzak bir ortamda yaşaması da, herhalde din kaynaklı engellerle izah edilmiyordu' sözleri çok isabetli. Erdoğan'ın konuşmasının başlığı 'Türkiye ekonomik modeldir' olmalı. Gerçekten Türkiye islam dünyasında esas olarak ekonomisiyle bir model olabilir."



Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
02.11.2025 Cemil Bayık’a sormak istediğim soru: Fesih karşılığında ne kazandınız ya da kazanacaksınız?
02.11.2025 Bitmeyen ve bitmeyecek tartışma: Cumhur İttifakı’nda çatlak mı var?
01.11.2025 Ve Selahattin Demirtaş sahalara döndü!
30.10.2025 Erdoğan’ın CHP’ye karşı son 225 günü: Bir adım ileri iki adım geri
30.10.2025 Herkesin kazanacağı bir süreç mümkün mü? Mümtaz'er Türköne ile söyleşi
30.10.2025 1 Ekim’den 29 Ekim’e: İki resmi resepsiyon ve farklı fotoğraflar
29.10.2025 Çözüm sürecinde kazananlar ve kaybedenler | Mehmet Gürses yorumluyor
29.10.2025 “İngiliz casus” olayında kafama takılan sorular
28.10.2025 Yolsuzluk, terör, casusluk: Sırada ne var?
28.10.2025 Çözüm sürecindeki tıkanıklık nasıl aşıldı? PKK’nın silahlı güçlerini Türkiye’den çekmesinin öyküsü
02.11.2025 Cemil Bayık’a sormak istediğim soru: Fesih karşılığında ne kazandınız ya da kazanacaksınız?
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı