Portekizli sosyalist milletvekili Carlos Coelho’nun başkanlığındaki 13 kişilik Avrupa Parlamentosu heyeti Washington’da CIA’nin gizli cezaevlerini ve gizli uçak yolculuklarını araştırıyor. Heyetin Türk asıllı Alman Yeşil Milletvekili Başkan Yardımcısı Cem Özdemir sorularımızı şöyle yanıtladı:
Avrupa’da kaç CIA cezaevi var?
Özdemir: Bilgilerimize göre üç tane vardı, ama haberler çıktıktan sonra Kuzey Afrika ülkelerine nakledildiklerini duyduk. Makedonya’da gizli bir cezaevi olduğu biliniyor, hatta Guantanamo’ya benzetiliyordu. Heyet olarak gittik, bize epey zorluk çıkardılar. Tartışma konusu olan diğer ülkelerse Romanya ve Polonya.
Cezaevlerinin ve gizli uçuşların varlığı kanıtlanırsa ne olacak?
Özdemir: İddiaların doğru çıkması durumda her ülke bunların içyüzünü araştırmak durumunda olacaktır. İstihbarat birimleri bunlardan kimleri haberdar etti? Hükümetler olayların ne kadar içindeydi? Bunların netleşmesi ve sorumluların cezalandırılması lazım. Bunun için ek yasalara gerek yok. Söz konusu ülkelerde bu tür suçların çok açık cezaları var.
Peki kanıtlamak mümkün mü?
Özdemir: Mümkün. Söz konusu ülkelerde hükümetler, en önemlisi Meclis çoğunlukları değişirse bunlar mutlaka ortaya çıkar.
CIA uçaklarının Türkiye’den de geçmesine ne diyorsunuz?
Özdemir: Türkiye üzerinden kaç uçuş yapıldığını, kaç kez uçakların iniş yaptığını, içlerinde kimlerin olduğunu ortaya çıkarmada TBMM’ye görev düşüyor. AKP ve CHP bu konuda birlikte hareket edebilmeli.
ABD’deki ilk izlenimleriniz neler?
Özdemir: Bizimle konuşmak isteyen çok kişi var ama çoğu korkuyor. Bu bizi çok şaşırttı. ABD’ye gelişimizin nedeni bir ittifak oluşturmak ve kamuoyu yaratmaktı. Yaptığımızı yanlış bulup konuşmak istemeyenler oldu, ama bizimle aynı kaygıları paylaşan epey kişi ve kurum da var. Nisan sonunda çıkan ön raporumuz hakkında “rakamlar yanlış, abartılı” dedi bazı Amerikalı yetkililer. Ama “abartılı” diyerek iddiaları da doğrulamış oluyorlar. Biz onlara, “bu tür uygulamalar bizim insan hakları sözlerimizi geçersiz kılıyor, bizi güçsüz bırakıyor. Amerikan değerleri hepimizin ortak değerleri, onları daha fazla çiğnemeyin” diyoruz. Yaptıklarını “güvenlik” gerekçesiyle açıklamaya çalışıyorlar ama bu yöntemlerle yakalayıp tuttukları kişileri, yarın, suçlu olsalar bile bırakmak zorunda kalacaklar. Biz “bu insanlar tehlikesiz” demiyoruz. “Madem ki tehlikeliler o zaman mahkemeye getirin” diyoruz. Askeri mahkemeye bile razıyız, yeter ki mahkeme olsun.