Açık açık işkenceyi savunuyorlar

30.11.2005 Vatan

"Evet işkence kötüdür ama bazı durumlarda da zorunludur..." "Bazen bir teröristi başparmaklarından tavana asmak caiz olmanın ötesinde ahlaki bir görevdir..."
Bu cümleler Amerikan sağının önde gelen yayın organlarından Weekly Standard'ın bu hafta kapağa çıkarttığı "İşkencenin Lağvı mı?" başlıklı yazıdan. Yazan Charles Krauthammer, George W. Bush'a ve onun yönetimine çok yakın (Bush tarafından 2002'de Bioetik Kurulu'na atandı) bir isim ve yeni-muhafazakâr (neo-con) hareketin ideologlarından.
"Tek kutuplu dünya" ve "demokratik realizm" gibi kavramların müellifi olan Krauthammer 22 yaşında tekerlekli sandalyeye mahkum olmuş. Tıp, ekonomi ve siyasal bilgiler dallarından diploması var. Haftada bir Washington Post'ta yazıyor ve Fox News Kanalı'nda yorum yapıyor. Bush yönetimi 11 Eylül 2001 terör saldırılarından sonra tırmanan işkence iddialarını kesin bir dille yalanlıyor. İşte bu kandırmacaya son veren Krauthammer'in yazısı sadece ABD'de değil tüm dünyada işkence tartışmalarının gidişatını değiştirmeye aday.

Ya işkence ya ölüm


Neo-conların dahi çocuğu görüşlerini, "24" ve "Başkomutan" gibi popüler Amerikan dizilerinde sıklıkla karşımıza çıkan "patlamak üzere olan saatli bomba sendromu" ve "hayat kurtaran bilgi" önermesi üzerine oturtuyor: Ya terörist konuşacak, ya masum insanlar ölecek! Yazara göre bu değerli bilgilerin bir an önce öğrenilmesi için işkence yapılması caiz, zaruri, hatta ahlaki bir görevdir. Krauthammer bu durumlarda zanlıya zorla "hakikat serumu" diye bilinen sodyum pentathol zerkedilmesini, başparmaklarından tavana asılmasını veya "alabildiğine şok edici bir işkence tekniği" olarak tanımladığı tazyikli su sıkılmasını onaylıyor.
Krauthammer, 11 Eylül'ün başplanlayıcısı Pakistanlı Halid Şeyh Muhammed gibi üst düzey teröristlerin sorgusunda işkence yöntemlerine başvurulmasını da doğal karşılıyor. Doğu Avrupa'daki gizli CIA hapishanelerinden hiç rahatsız olmadığını, hatta bunların kendisine güven verdiğini söyleyip şöyle devam ediyor: "Onun gibileri Tanrı'nın bile unuttuğu bir delikte tecritte tutmak, yön duygularını kaybettirmek, yalnız, çaresiz, soğukta ve uykusuz bırakmak her devletin önde gelen görevlerinden biri olmalıdır..."
Krauthammer, Muhammed'in artık verecek bilgisi kalmadığında pekala normal bir hapishaneye nakledilip hakim karşısına çıkarılabileceğini de sözlerine ekliyor.

Ne kadar bilgi o kadar işkence


Krauthammer'in yazısı bir "işkence yönetmeliği" gibi. Örneğin askerlerin işkenceye bulaşmasına kesinlikle karşı çıkıyor. Sorgucuların CIA onayından geçmesini savunuyor. Çok olağanüstü durumlar haricinde her işkence için bakan düzeyinde onayı ya da sırf bu tür "yasadışı" işler için bir tür adli kurum oluşturulmasını şart koşuyor. Peki işkencenin dozu ne olacak? Krauthammer bu soruyu da şöyle cevaplıyor: "Uygulanacak yöntemlerin insandışılık düzeyi ihtiyaç duyulan bilgiyle ve bunun değeriyle doğru orantılı olmalıdır."
Krauthammer gibileri en çok Cumhuriyetçi Senatör John McCain'e öfkeliler. McCain beş buçuk yıl Vietnam'da savaş esiri olarak kalmış. Burada en acımasız işkencelere maruz kalmış. Onun hazırladığı her türlü insanlık dışı muameleyi yasaklayan ve geçenlerde onaylanan yasa Bush yönetiminin elini kolunu bağlamış durumda.
Krauthammer'in pek tavsiye ettiği "tazyikli su" dahil olmak üzere birçok işkence yöntemini daha 19 yaşında bizzat yaşamış biri olarak, onun yazısını okur ve şu yazıyı kaleme alırken terörize olduğumu ifade etmeme izin verin.



Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
19.11.2024 Nihayet birilerinin beklediği ve umduğu gibi Devlet Bahçeli geri adım mı attı?
10.11.2024 Abdullah Öcalan’a sormak istediğim 20 soru
10.11.2024 Hasan Cemal ile söyleşi: Zamâne Diktatörleri
07.11.2024 Burak Bilgehan Özpek ile söyleşi: Bahçeli DEM Parti açılımından ne umuyor, ne bulabilir?
06.11.2024 Transatlantik: Trump nasıl kazandı? Türk-Amerikan ilişkileri nereye?
05.11.2024 Hatem Ete ile söyleşi: Bahçeli ile Erdoğan ayrışıyor mu?
03.11.2024 Fethullah Gülen öldüğüyle kaldı
01.11.2024 Ruşen Çakır ve Kemal Can ile Haftaya Bakış (239): Esenyurt Belediyesi’ne kayyum atandı - CHP ne yapacak?
30.10.2024 Transatlantik: ABD seçimlerine son 5 - Türkiye’de çözüm süreci tartışmaları İsrail’in İran’a cevabı
27.10.2024 Ertuğrul Özkök niçin Fethullah Gülen’i çok sevmişti?
19.11.2024 Nihayet birilerinin beklediği ve umduğu gibi Devlet Bahçeli geri adım mı attı?
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı