Abdullah Öcalan: "Kurucu önder"likten "oyun kurucu"luğa

12.06.2025 medyascope.tv

12 Haziran 2025’te medyascope.tv'de yaptığım değerlendirmeyi yayına Gülden Özdemir hazırladı

Merhaba, iyi günler, iyi sabahlar. Yeni çözüm sürecimiz bir duraklama devresine girdi. Ne PKK'nın silah bıraktığına dair haberler geliyor. Bırakacağı kararını aldı ama bıraktığına dair haberler gelmiyor. Öte yandan Kürt hareketinin beklediği adımları da siyasi iktidar pek atmıyor. Neden böyle oluyor? Gizli olarak birtakım şeyler sürüyor olsa gerek, birtakım hazırlıklar, faaliyetler yürüyor olsa gerek ama her iki tarafın da bir tür zamana oynamak istediklerini düşünüyorum. İki taraf derken Erdoğan'ı ve Kandil'i esas olarak kastediyorum. Buna karşılık acelesi olanlar var. Bunlardan birisi Devlet Bahçeli, diğeri Abdullah Öcalan ve DEM Parti, Abdullah Öcalan'la birlikte DEM Parti. Devlet Bahçeli'nin Öcalan'dan bahsederken söylediği "kurucu önder" lafı biliyorsunuz çok tepkiye yol açmıştı. Tabii "kurucu önder" denildiğinde daha çok Atatürk kastedildiği için bayağı farklı kesimlerden tepki gelmişti ama Devlet Bahçeli geri adım atmadı, bu kavramı tekrar Öcalan için kullandı. Evet biliyoruz, Öcalan bu hareketin kurucusu ve önderi. Onlar ‘‘önderlik’’ olarak tanımlıyorlar. Bu hareket onu ‘‘önderlik’’ olarak tanımlıyor. Öyle bir tabir var, "önderlik" diye ya da "reber" diyorlar, "Reber Apo" diyorlar. Bir kurucu önder olduğu kesin ama şimdiki dönemde kurduğu hareketi feshederek Öcalan başka bir şey yapmak istiyor ve ben buna ‘‘oyun kuruculuk’’ diyorum. Öcalan oyun kurucu. Türkiye siyasetinde bir oyun kurucu olarak ağırlığını adım adım hissettiriyor ve daha fazla hissettirmek isteyecek. Oyunun kuruluşunda bizzat yer almak istiyor ve bunun adımlarını atmak istiyor ve bu konuda özellikle DEM Parti üzerinden bir baskı uygulamak istiyor. Dün DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan açık açık söyledi, DEM Parti'den geniş bir heyetin İmralı'ya gideceğini söyledi, gitmek istediğini, gideceğini. Bir diğer taraftan Öcalan'ın diğer partilerden temsilcilerle görüşmek istediğini söyledi. Ve aynı zamanda Öcalan'ın Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'ndeki öne çıkan Barzani ailesinden kişilerle ve Talabani ailesinden kişilerle ama aynı zamanda Suriye'deki YPG'nin — ya da SDG diyorlar onlar — fiili başındaki Mazlum Abdi ile görüşmek istediğini söylediler. Bunları herhalde devlete de iletmişlerdir ama bunu aynı şekilde kamuoyuna da duyurdular. Şöyle bir olay çıkıyor karşımıza: Öcalan'ın koşullarının iyileştirileceği zaten belliydi. İmralı'da kalmaya devam edeceği de belliydi. Ev hapsi ya da serbest bırakılma, bunlar çok söz konusu edilmiyor. Serbest bırakılma hiç edilmiyor, ev hapsi kısmen. Ama esas şöyle bir olay var: İmralı'da Öcalan yaşamaya devam edecek ama oradan Türkiye ile ve dünyayla ilişkisi olacak. Bir tür Kürt hareketinin, tamamen yasal alana taşınacak olan Kürt hareketinin ana karargahı İmralı olacak, genel merkez ve fiilen belki adı da değişir. Var olan siyasi partinin de fiili lideri olacak, resmi lideri olamayacak tabii ki ama fiili lideri olacak. Bu böyle bir… Bunları söyleyince insana çok normalmiş gibi geliyor ama bunlar çok olağanüstü gelişmeler, yaşanacaksa eğer. Bu yıllarca "terörist başı", "bebek katili" diye yaftalanan bir kişinin Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından bizzat Türkiye siyasetinin önemli bir oyun kurucusu, önemli bir aktörü olarak kabul edilmesi anlamına gelecek. Tabii bu aynı zamanda şunu da beraberinde getirecek: Bu çözüm sürecine bazı kesimler tarafından atfedilen, sadece Erdoğan'ın yeniden seçilmesini sağlamaya yönelik birtakım ufak tefek tavizlerle Kürtleri kandırmaya yönelik bir süreç olmadığını da gösterecek. Burada başka bir şey var ya da en azından şöyle söyleyelim, Öcalan'ın kafasındaki anladığımız kadarıyla bambaşka bir şey: Yepyeni bir Türkiye'de yasal siyasetin öne çıkan bir figürü, oyun kurucusu olmak istiyor. Devleti yönetenler, siyasi iktidar buna ne kadar razı olurlar, ne kadar izin verirler? Buna bir sınır çizmeye illaki çalışacaklardır. Öcalan ve destekçileri de bu sınırı aşmaya çalışacaktır. Tabii toplum buna ne tepki verir, nasıl bir yankı uyandırır? En son gördüğüm PANORAMATR'nin bir araştırmasında Mayıs ayı itibarıyla çözüm sürecine destek verenlerin oranının ciddi bir şekilde arttığı söyleniyor. Burada tabii ki Öcalan'ın fesih çağrısı ve PKK'nın da buna uyacağını ilan etmesi çok önemli oldu. İlk başta bunlar bir hayal gibi geliyordu. "Öcalan çağırsa bile, yapsa bile Kandil buna riayet etmez" yaklaşımı çok baskındı. Şimdi gidişattan kamuoyunda belli bir desteğin arttığını görüyoruz. Bu desteğin artmasını herhalde devleti yönetenler de bu konuda kamuoyunu kendileri de yokluyorlardır, birtakım araştırmalar yapıyorlardır. Fakat şunu da kabul etmek lazım: Türkiye'nin son 40 yılına damga basan bir beka sorununun bir numaralı zanlısı, suçlusu olarak ilan edilmiş, 40 yıllık bir anlatının en kötü adamı olarak tarif edilmiş bir kişinin şimdi böyle Türkiye siyasetinde resmî, meşru bir oyun kurucu olarak, siyasi aktör olarak, figüran değil, siyasi aktör olarak yer almasını ne derece kabul edecekler? Evet, bu çok sevdiğim bir laf değil ama öyle söyleyeyim, bekleyelim görelim. Ama Öcalan'ın kafasındaki, kendisi için ve hareketi için çizdiği perspektif, dünkü DEM Parti açıklamasında gösterdiği gibi – ki bu ilk beyanlar, ileride başka şeyler de herhalde dile getirilecektir – bayağı geniş bir ufku kapsıyor. Diyelim ki başka partilerden temsilcilerle buluşacak. Hangi partiden giderler, kimler gider, neler konuşurlar; bunların hepsi başlı başına ilginç gelişmeler olacak biz gazeteciler için özellikle. Umarım gazetecileri de kabul eder. Ve benim biliyorsunuz aylar önceden yaptığım, buradan yaptığım bir başvuru var, umarım ben de kendisiyle ilk kez bir röportaj yapma imkanı bulurum.
Bu yayını Leyla Zana'ya ithaf etmek istiyorum. Leyla Hanım gerçekten Kürt hareketi denince akla gelen ilk isimlerden birisi ama hareketin merkeziyle özellikle son yıllarda bayağı sorunlar da yaşadı. Kendini genellikle inzivaya çekti. Arada çıkıyor, sonra tekrar inzivasına çekiliyor. Şu haliyle eğer bu süreçte tamamen yasal alanda yürüyecek bir Kürt hareketi olayı yaşanacaksa Leyla Zana tam da bu sürecin önemli isimlerinden birisi olabilir. Çok ciddi bir birikimi var, deneyimi var ve kendisiyle tanışma, uzun uzun sohbet etme imkanım da olduğu için gerçekten çok yaratıcı perspektifleri de var. Umarım Leyla Zana da tekrar siyasete döner, kollarını sıyırır ve o da bir şekilde burada Türkiye'nin barışa ve demokrasiye kavuşmasına katkıda bulunur. Söyleyeceklerim bu kadar, iyi günler.



Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
22.06.2025 “Öcalan Kürtleri satıyor” koalisyonu
20.06.2025 Özel mi, Erdoğan mı? Kim daha önce pişman olacak?
19.06.2025 Öcalan niçin İsrail’in karşısında, Ankara’nın yanında?
18.06.2025 “İç cepheyi tahkim”e İmamoğlu, Demirtaş ve diğer siyasi tutsakları tahliye ederek başlayabilirsiniz
16.06.2025 Nedir şu Fethullahçılardan çektiğim!
15.06.2025 Öcalan’ın İsrail ile, İsrail’in Öcalan ile ne alıp veremediği var?
15.06.2025 İran’ın yanında, rejiminin karşısında
14.06.2025 Erdoğan CHP’yi yeniden istediği kıvama getirebilir mi?
13.06.2025 Gaziosmanpaşa’nın gösterdiği AK Parti realitesi
13.06.2025 Fatma Zehra Fidan ile söyleşi: Türkiye’nin KHK’lılar gerçeği
22.06.2025 “Öcalan Kürtleri satıyor” koalisyonu
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı